Pages

Ads 468x60px

23 Haziran 2013 Pazar

Bismil İlçe Tanıtımı 12

BİSMİL İLÇE KÖYLERİ VE BELDELERİ
Beldeler: Ambar | Tepe | Yukarısalat
Köyler:
Merkez Camii
Ağılköy | Ağıllı | Ahmetli | Akbaş | Akçay | Akköy | Akoba | Alıncak | Alibey | Aluç | Aralık | Arıkgöl | Aslanoğlu | Aşağıdolay | Ataköy | Aygeçti | Babahaki | Bademli | Baharlı | Bahçe | Bakacak | Balcılar | Başhan | Başköy | Başören | Bayındır | Belli | Boyacı | Bozçalı | Bölümlü | Çakallı | Çakıllı | Çatalköy | Çavuşlu | Çeltikli | Çölağan | Çöltepe | Derbent | Diktepe | Doruk | Eliaçık | Erler | Gedikbaşı | Göksu | Gültepe | Güngeçti | Güroluk | Güzelköy | Harmanlı | Hasanpınar | Işıklar | İsalı | İsapınar | Kağıtlı | Kamberli | Kamışlı | Karabörk | Karagölya | Karagöz | Karayiğit | Kavuşak | Kayıköy | Kazancı | Keberli | Kılavuztepe | Kocalar | Koğuk | Kopuzlu | Korukçu | Koyunlu | Köprüköy | Köseli | Kumrulu | Kurudeğirmen | Kurudere | Merdan | Meydanlık | Mirzabey | Obalı | Ofköy | Oğuzlar | Pınarbaşı | Sarıköy | Sarıtoprak | Sazlı | Seki | Serçeler | Sinanköy | Şahintepe | Tatlıçayır | Tepecik | Tilkilik | Topraklı | Türkmenhacı | Uğrak | Uğurlu | Ulutürk | Uyanık | Üçtepe | Yağmur | Yamaçköy | Yasince | Yenice | Yukarıdolay | Yukarıharım
Bismil
Diyarbakır İlçeleri: Merkez | Bismil | Çermik | Çınar | Çüngüş | Dicle | Eğil | Ergani | Hani | Hazro | Kocaköy | Kulp | Lice | Silvan

Bismil İlçe Tanıtımı 11

Düzme: Patlıcan veya patatesten yapılan bir yemektir.Patlıcan veya patatesler i Saç Tava: Kuyruk yağı saç tavada iyice kızartılır.Posası alındıktan sonra az haşlanmış kuş başı et eklenir.Etler kızartıldıktan sonra ince kıyılmış sivri biber eklenir.Biberler renk 
değiştirdikten sonra kabuğu alınmış ve sos haline getirilmiş domates eklenir.İyice piştikten sonra iyice haşlanmış pirzolalık et eklenir.Birlikte tekrar pişirilir. Aşureaşı: En az on çeşit yemiş ve baharat(Ceviz,fındık,kuru üzüm,incir,nohut,buğday, fasulye v.b.) iç içe bırakılarak iyice pişirilir.
Dosya:DSC 0719-2 (2).jpg

Bismil İlçe Tanıtımı 10

,ateş üzerinde kızartılan saçın üzerine serpilir ve kızartılır. Çiğ köfte: İnce bulgura kıyılmış soğan,dövülmüş sarımsak,pul biberi,beş türlü baharat ve yeterince domates ve biber salçası eklenir.Yeterince yoğrulduktan sonra içine bulgur miktarı kadar dövülmüş veya kıyma yapılmış danabudu eklenerek tekrar yoğrulur belli bir kıvama geldikten sonra ince kıyılmış yeşil soğan ve maydanoz eklenerek tekrar yoğrulur. İçli köfte: İnce bulgur sıcak su ile yoğrulur.Hamur şekline gelen bu karışımın içine;kıyma ve soğan bırakılır,hamur kapatılıp yuvarlak hale getirildikten sonra kaynamış suda haşlanır.Zevke göre haşlanan bu köfteler yumurtaya bulanıp,kızartılır veya olduğu gibi bırakılır. Meftune: Domates, patlıcan ve kabaklar ince doğrandıktan sonra kıyma veya kuş başı etle birlikte tencerede pişirilir.Bol miktarda Sımmak ve sarımsak eklenir. Güveç: Domates,biber,patlıcan küçük parçalara ayrılarak bir kapta pişirilir.Önceden haşlanmış kuş başı et ve sarımsak eklenir.Fırında veya ocakta iyice pişirilir. Babakanuç
Dosya:Zaroka Şivan.jpg
: Kesilmemiş patlıcanlar şişe takılarak fırına veya tandıra bırakılır kavurulduktan sonra kabukları soyulur.İyice dövülür,üzerine yumurta ve dövülmüş sarımsak eklenerek ateşte pişirilir. Kızartılmış Ekmek: Tandır ekmeği doğranır.Uzerine sıcak su içinde eritilmiş yağ dökülür ve karıştırılarak yenir. Murtığa: Un sade yağda kızartılır.İçine yumurta eklenir. Kuzu Dolma: Kuzu kolu(Beytülhem)haşlanır.İçine önceden hazırlanmış ve pişirilmiş iç pilav(pirinç,antep fıstığı,kuş üzümü ve çeşitli baharatlar)kuzu kolu yarılarak içine bırakılır,giriş kısmı dikilir ve tepsiye bırakılarak fırına sürülür. Sarma: Dut veya asma yaprağına iç pilavı (pirinç,küçük kıyılmış et ve çeşitli baharatlar) bırakılır.Rulo haline getirildikten sonra tencereye yerleştirilip pişirilir.
Dosya:Bismilê.JPG

Bismil İlçe Tanıtımı 9

 biri" En İyi Merkep Yetiştirme"festivali idi. Bismil'in o zamanki sembolü olan iri beyaz eşekler çok meşhur olup,yerel dilde bunlara Şamam Eşeği adı verilirdi. Günümüzde bu eşeklerin nesli tükenmiş olup,zamanın en iyi taşıma ve ulaşım araçları idi. Bu gün bu eşeklerin yerlerini son model mersedesler ve opeller almıştır. okuma yazma oranı çok yüksektir. Gelenek ve Göreneklerimiz: Mahalli Yemeklerimiz:Bismil'e özgü yemeklerimiz ve tarifleri: Bismil Tavası: Tavanın içerisine önce domates,biber ve sarımsak yerleştirilir üstünede yassılaştırılmış kuzu belinden hazırlanmış et parçaları yerleştirildikten sonra bol miktarda pul biber eklenir ve fırına verilir.
 Bulgur Pilavı: Önce bir tencerede su kaynatılır,su kaynadıktan sonra içine tuz atılır suya oranla bulgur koyulur ve su kuruyuncaya kadar ateşte bekletilir. Pıllor:Un ve pekmez sade yağla birlikte pişirilir. Bulamaç haline getirildikten sonra servis yapılır. Şorbeşir:Süt ve pirinçten yapılmış bir çeşit çorbadır.Zevke göre tatlı veya tuzlu olabilir. Kelle Paça: Küçük baş hayvanların kafa ve ayaklarından yapılır.Hayvanların başları fırın veya tandırda tütsülenir.Genişçe bir kapta haşlanır,sarımsak ve diğer baharatlar eklenir. Mumbar: Kesim hayvanlarının işkembe ve sucuklarından meydana gelen bir yemektir
.İşkembe ve sucuklar iyice temizlendikten sonra içine pirinç,küçük et parçaları ve bol miktarda baharat eklendikten sonra genişçe bir kapta haşlanıp pişirilir. Şılkana: Hamur iyice cıvıklaştırılır yer ocağına saç ters çevrilerek bırakılır.İyice ısınan sacın üzerine cıvıklaştırılmış hamur kepçe ile boşaltılır,iki tarafı kızartıldıktan sonra üzerine kaynatılmış pekmez dökülür. Mehîr (Ayran aşı): Dövülmüş ve kaynatılmış buğday taneleri ayranla pişirilir çeşitli baharatlar eklenir.Özellikle nane tercih edilir. Şam böreği: Hamur açılır içine önceden hazırlanmış patates soğan karışımı veya kıyma soğan karışımı eklenip hamur kapatılır.Saçta veya tavada kızartılır. Belloe:Mercimek ve bulgur sıcak su ile yoğrulur.karışımın içine yeşil soğan, maydanoz ve diğer baharatlardan zevke göre eklenir. Saç Ekmeği: Önce hamur yoğrulur yoğrulan bu hamurdan ince pideler yapılır

Bismil İlçe Tanıtımı 8

 Diyarbakır İlinin en büyük İlçesi olan Bismil'de genellikle hububat ekimi yapılmakla birlikte son yıllarda enerji imkanları sağlanması ve çevrede yapılan barajlardan dolayı,başta pamuk olmak üzere diğer endüstri bitkilerinin ekimi çok geniş alanlara yayılmıştır. Hububat ekiminin verimi genellikle yağışlara bağlı olduğundan yağışlı geçen yıllarda ürün rekoltesinde büyük artış görülmektedir. Son yıllarda sulu tarımda büyük artış gözlenmekte ve sondajlarla sulama yapılamakta ve Çukurova'ya rakip olacak şekilde pamuk rekoltesi gözle görülür biçimde artmıştır. Ancak buna paralel olarak Tekstil alanında iş yapacak sanayi tesisleri bulunmamaktadır.
 Ham madde yönünden oldukça zengin olan İlçemizde bu tür sanayi tesislerinin yapılması teşvik edilmelidir. Tarım Ürünleri rekolteleri Hayvancılık: İlçemizde hayvancılık gelişmiştir. Genellikle büyükbaş hayvanlar ile küçük baş hayvancılık gelişmiştir. Hemen,hemen her evde mutlaka eti ve sütü için hayvan beslenmektedir. Son yıllarda besicilik hızla gelişmektedir. Yapılan modern besi tesislerinde çok miktarda besi hayvanı modern usullerle yetiştirilmektedir. Genellikle bu tesisler teşviklerle yapılmıştır. Ancak bazı girişimcilerimiz kendi çabaları ile modern çiftlikler kurmuştur.
 BİSMİL İLÇE KÜLTÜR
 Kültür: Bismil Diyarbakır'ın diğer ilçelerinden apayrı bir kültürel yapıya sahiptir. İlçenin yerlileri Türkmen olup,Konya ve Musul tarafından geldikleri tahmin edilmektedir. Kullanılan lehçe Azeri lehçesine yakın olup,Urfa'lılarla aynı lehçeyi kullanmaktadırlar. Yapılan araştırmada Bismil'in kültürüne Bulgaristan dan gelen soydaşlarımızın etkisi çok olmuştur. Eskiden festivaller düzenlenir ve bu festivallerde yerli halk çeşitli tiyatro oyunlarını sergiler,mehter takımı marşlar çalar,çeşitli yarışmalar düzenlenirdi. Bu yarışmaların en önemlisi At Yarışları idi. Şimdiki Cumhuriyet İlköğretim Okulunun arkasında kalan yer,Koşu yolu olarak kullanılmakta idi. Bu festivaller süresince panayırlarda ip cambazları ve sihirbazlar hünerlerini sergilerdi. En önemli festivallerden

Bismil İlçe Tanıtımı 7

BİSMİL İLÇE TURİZM
TURİSTİK YERLERİ 
 İlçe yeni kurulduğu için burada herhangi bir tarihi anıt bulunmamaktadır. Ancak Türkmen Hacı köyünde Kabasakal, Sarısakal ve Yedikızlar Türbeleri; Koği, Tepe, Saladum ve Matar köylerinde bulunan höyükler incelemeye değer enteresan yerlerdir.
 BİSMİL İLÇE SOSYO EKONOMİ
 bismil ilçe sosyo ekonomik yapısı Sosyo-Ekonomik Yapısı Sosyal Yapı:Bitki örtüsü:İlçemizde orman bulunmamaktadır. Yer yer yabani ağaçlara rastlamak mümkündür. Genellikle su kenarlarında söğüt ve sazlıklar bulunmaktadır. Her nedense bir türlü ağaçla aramız düzelmemiştir. Ancak çok eski tarihlerde İlçemizin sık ormanlarla kaplı olduğu bilinmektedir. En çok rastlanan ve çabuk büyüyün ağaç cinsleri dut,akasya ve kavaktır.1930-40 yılları arasında İlçemizde İpek böcekçiliğinin yapıldığı büyüklerimiz tarafında söylenmektedir İpek Böceği için binlerce dut ağacı ekilmesine rağmen gerekli koruma yapılmadığından şimdide yerlerinde yeller esmektedir. Yapılaşma: Genelde Bismil'e özgü yapılar, kerpiçten ve tek katlı binalardır. 
Her evin mutlaka bir bahçesi olup,bu bahçelerde mutlaka her çeşit meyve süs bitkileri bulunur. Sokaklar her 100 metrede bir,dört yolla kesişir. Ancak son yıllardaki çarpık kentleşmeden ilçemizde nasibini almıştır. Bu çarpık kentleşme neticesinde Diyarbakır'a özgü ÇIKMAZ SOKAKLAR ilçemizde de oluşmuştur. Bismil artık yayılabileceği kadar yayılmış olup,Dicle nehirinin diğer yakasına da taşmıştır. Yayılma bittiğinden şimdilik ilçemiz yükselmeye başlamıştır. Özellikle Altıok mahallesi 6,7 katlı modern binalarla dolmuştur. Buradaki yükselme bittiğinde sıra Fatih,Kurtuluş ve Bozkurt Mahallelerine gelecektir. Yeni oluşan Sanayi,Tekel Esentepe, Şentepe, Seyrantepe mahalleleri maalesef İmara uygun yapılmadığından Cadde ve sokakla yetersizdir. Ekonomik Yapı: Tarım :İlçenin ana geçim kaynağı Tarımdır. İlçenin ekilebilirlik tarım arazisi açısından

Bismil İlçe Tanıtımı 6

BİSMİL İLÇE COĞRAFYA
 COĞRAFİ YAPISI 
 Bismil, ilimizin önemli tahıl merkezlerindendir. Hem karayolu ve hem demiryolu bağlantısı olan şehir, dicle nehri, ilçe taramının hayat kaynağıdır. Kurtuluş, Fatih, Bozkurt, Akpınar, Altok, Dicle, Şentepe, Esentepe, Dicle Mahallesi olmak üzere 9 mahalleden ibarettir. Merkez ilçeye olan uzaklığı 52 Km’dir. İlçemize bağlı 105 köy, 90 mezra vardır. Tepe beldesi olarak bir belde yukarısalat olarak bir nahiyesi vardır. erleşim : Yerleşim alanı düzlük olup,Dicle Ovasının verimli topraklarına sahiptir. Dicle nehiri ilçemizin ortasından geçmektedir. Kuzeyinde ve güneyinde hafif tepelikler bulunmaktadır. İlçe Dicle ovasında kurulmuştur. Güneydoğu Toroslar ilçemizin güneyinden geçmektedir. Bu dağlara halk arasında kalleş dağlar adı verilmektedir. Çünkü Akdeniz’den 
ve Ortadoğu’dan gelen sıcak hava akımının İlçemize girmesini engellemektedir. Kızıltepe ve Şanlıurfa'da tropikal bitkilerin yetişmesine karşılık tam bir karasal iklim sahip olan ilçemizde bu Akdeniz'e özgü bitkiler yetişmemektedir. Akarsu ve Göller : İlçemizden Dicle Nehiri geçmekte olup,bu nehire irili ufaklı bir çok çay ve dere dökülmektedir. Bu çayların en önemlileri,Pamuk Çay,Göksu Çayı,Kurmuşlu Çayı,Kuru Çay,Ambar Çayı,Caferi Çayı ve Salat çayıdır. Göl yönünden oldukça şansız olan ilçemizin tek gölü mevcut olup,bu göl Çöltepe köyü yakınlarında bulunmaktadır. Çöltepe ile Gültepe arasında bulunan bu gölün kaynağı hakkında hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Çakıllının güneyinde ikiz göl diye anılan iki göl daha mevcuttur. Derinli yer,yer 15 metreye yaklaşan gölden sulama amacı ile yararlanılmaktadır. Ulaşım: İlçemiz Diyarbakır'a 55 km mesafede olup,Batman-Diyarbakır
 Karayolu Bismil'den geçmektedir. İklim: İlçemiz karasal iklimin etkisindedir. Yazlar kurak ve sıcak,kışlar ise soğuk ve yağışlı geçmektedir. Son yıllarda çevremizde yapılan barajlar İlçe iklimini değiştirmiştir. Daha önce aylarca yerde kar kalmasına karşılık,son yıllarda kar yağdığı dahi görülmemiştir. Kış mevsiminde don görülmemekle beraber Aralık ve Ocak aylarında hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü,yaz aylarında ise 45 derecenin üstüne çıkan bir sıcaklıkla karşılaştığı görülmüştür. Özellikle Temmuz,Ağustos aylarında sıcaklık tahammül edilemeyecek duruma gelmektedir. Hatta güneşte su kaynamakta ve bu sıcaklıkta zaman,zaman yumurta bile pişirilmektedir.

Bismil İlçe Tanıtımı 5

 KIRK-PIYAR
 mevkiinde 20 evlik bir yerleşim yeri kurdukları ve farsçada BİSTMAL olarak adlandırılması sonucunda Dicle’nin Şimdiki güney kesiminden geçen İpek Yolu kervancıları bu mevkiie BİSTMAL denildiği ve daha sonraki yıllarda bu adın Bismil olarak değiştirildiği rivayet edilmektedir. İkince Rivayet-Evliye Çelebi 1600 li yıllarda Seyahatnamesinde Diyarbakır hanlarında konaklayan Kervan sahiplerinin biri birine "PİS MİLİ" nasıl geçtiklerini sorduklarını,çünkü Dicle nehrinin oluşturduğu ve bataklık haline gelen alevyonları(ki;bu yörede buna MİL denildiği bilinmektedir)deve kervanlarının aşmakta zorlandıkları ve bu mevkiin PİSMİL olarak adlandırıldığı ve daha sonraki yıllarda 
PİSMİL
 adının BİSMİL olarak değiştirildiği rivayyet edilmektedir. Kurmuşlu Çayı ile Dicle Nehrinin birleştiği yer ile Aralık Köyü önündeki eski yerleşim birimlerinde yapılan kazılarda buraların eski yerleşim yerleri olduğu ve kazılar sonucunda Asurlara ait bazı eserler bulunmaktadır. Üçüncü Rivayet-1700 li yılların başında tahminen Konya'dan veya Musul'dan gelen bir aşiret şimdiki Of Köyü ve Pamuk Çay karşısındaki DOLAMA mevkii denilen yerde yerleşim alanı kurup,bilahare Dicle nehrinin güney kesiminde konakladıkları ve bu aşiretin isiminin BASMİL aşireti olduğu ve bu yerleşim yerine uzun zaman BASMİL denildiği ve Cumhuriyet döneminde adının BİSMİL olarak değiştirildiği rivayet edilmektedir. Üç görüş de çeşitli zaman birimlerinde meydana çıktığı için haklılık payları çoktur. Arkeologlar tarafından yapılacak kazılar neticesinde Bismil'in tarihi hakkında daha fazla bilgi edileceği tahmin edilmektedir . Yapılacak kazıların yanlızca
 ÜÇTEPE
 höyüğü ile sınırlı kalmayacağı,Bismil'in çeşitli yerlerinde bulunan Ören Yerlerini ve diğer yığma tepeleri de kapsayacaktır. Üçtepe mevkiinde yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkan tarihi eserler halen Diyarbakır Müzesinde sergilenmektedir.

Bismil İlçe Tanıtımı 4

Bu höyük dünyanın en eski yerleşim birimlerinden biri olduğu ve bulunan sarayı Asurlara ait dünyanın en büyük casusluk merkezi olduğu ortaya çıkarılmıştır. Asurlar stratejik önemi bulunan bu sarayı Şimdiki Diyarbakır'a bağlamak için Üçtepe ile Anbar beldesi arasında bulunan Dicle nehri üzerine bir karayolu köprüsü yaptırmıştır. İpek Yolunun güney kolu bu köprü vasıtası ile yapılmakta idi. Bu köprünün halen kalıntıları Dicle altında mevcut olup,taşlarının Demiryolu Köprülerinde kullandığı rivayet edilmektedir. Asurlar M.Ö. 1050 yılında Hurileri büyük bir yenilgiye uğratarak Mezopotamya’nın içlerine çekilmelerini sağlamıştır. Bu savaşta Dicle nehrinin insan kanından dolayı kırmızı aktığı rivayet edilmektedir. Asur Orduları yaptıkları her seferde hem Huri,hem de Urartu medeniyetlerine büyük zarar vermiş-lerdir. Asur Kralı Salmanasar'ın
 TUŞPA
'da ortaya çıkarılan ve kendi adına diktirdiği ve halen Londra BİRİTİSH müzesinde sergilenen iki Dikilitaşta (kitabede),"Güzel Fidanlıkları dağıttım,Dillere destan asma bağlarını tahrip eyledim,bahçeleri ve eşsiz güzellikteki sarayları atlarımızın ayakları altında ezdim,sazlık kadar sık ormanları yaktırıp kestirdim"ibaresine rastlanmıştır. Daha sonra Huriler toparlanarak Asurlulara büyük bir saldırı düzenleyerek Asurluların Diyarbakır havalisi üzerindeki hakimiyetine son vermiştir. İşte bu nedenle halen ilçemizin bulunduğu çevre çok eskilerde de çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. İlçemizin ismi ile ilgili rivayetlere gelince; Birinci Rivayet:-
Bundan takriben 2000 yıl önce İran tarafından gelen köle tacirleri Bismil'in Kurmuşlu köyü yakınlarında konaklarken köleler arasında çıkan bir isyanla köle tacirlerinin imha edildiği ve bu kafilede bulunanların uzun yıllar halen kalıntıları bulunan eski mağara ve köprünün bulunduğu mevkide kalarak hayvancılık ve balıkçılıkla uğraştıkları tahmin edilmektedir. Dicle Nehrinin sık sık yatak değiştirmesi sonucunda yapılan evlerin yıkılması ile yerleşim yerlerini değiştirmek zorunda kaldıkları ve bu amaçla halen harabeleri bulunan ve Bismil'in içme suyunun önemli bir kısmının sağlandığı

Bismil İlçe Tanıtımı 3

ÜÇTEPE
 köyünde bulunan ve halen çok büyük bir kısmı tepe altında bulunan büyük bir saray yaparak burayı Hurilere saldırıda ileri üs karakolu olarak kullanmışlardır. Bu sarayın adı 
TUŞPA 
olup Asur kralı Banibal tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu Sarayın bulunması 1865 yılında ünlü İngiliz Seyyahı 
TAYLOR
'un Bismil'e gelerek ÜÇTEPE höyüğü üzerinde yapmış olduğu kazıda Asurca yazılı iki DİKİLİTAŞ'ı bulması ile başlamıştır. İngiliz Seyyah 
TAYLOR,bulduğu bu DİKİLİTAŞ
'ları alarak Dünyaca ünlü en büyük müze olan BİRİTİSH Müzesine götürmüş ve halen bu kitabeler orada sergilenmektedir. İşte bu
DİKİLİTAŞLAR
'ın müzede sergilenmesi ile dünyanın gözü İlçemize çevrilmiştir. Bunun üzerine İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Ana Bilim Dalı Profesörlerinden Sayın Veli SEVİN'in başkanlık ettiği 12 kişilik bir kazı heyeti İlçemize gelerek bu Höyük üzerinde kazı ve incelemelere başladı. Yapılan 4 kazı sonucunda 1989 yılında dünyanın harikalarından sayılan ve 6 metre kalınlığında ve adı tarihte TUŞPA olarak geçen büyük bir Asur Sarayının kalıntıları bulundu. Yine bu kazılarda Huriler,Asurlular,Romalılar ve Helenistik çağa ait bir çok altın,bronz heykeller,çeşitli paralar,cam eşyalar ve çok sayıda tarihi eserler bulunmuştur. Bulunan bu eserler halen Diyarbakır Müzesinde sergilenmektedir. Ancak daha önce bulunan Dikilitaşlar(Kitabeler) ne yazık ki ülkemize getirtilememiştir. 

Bismil İlçe Tanıtımı 2

TARİHİ İlçe Basmil Kabilesi adı altında, Urfa ve şimdiki Arak Mezopotamya yöresinden gelenler tarafındankurulmuştur. Bismil’de çıkan eski mezar taşları 250-400 yıllıktır. Halkının önemli bir kısmı da Türmendir. Bunların bir kısmının Konya ve bir kısmınında Musul tarafından geldikleri söylenir. Önceleri köy durumunda olan bismil, bir ara nahiye olmuş, mermer ve akpınar da buraya bağlanmıştı. Sonra bu teşkilat dağıtılarak adı Şark olarak belirlenen bu nahiye merkezden idare olunmuştu. 1926 yılında yapılan idari bölünmede Şark Nahiyesi’nin 
merkezi bu kez Seyithasan köyü olmuş, Bismil buraya bağlanmıştır. Daha sonra tekrar Bismil Nahiyesi oluşturulmuş ve Seyithasan Köyü buraya bağlanmış, 1936 yılında da Bismil Diyarbakır altıncı ilçesi olmuştur. 1936 yılında ilçe olan BİSMİL,Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Diyarbakır iline bağlı en büyük ilçedir. Kuruluşu yeni olmakla beraber son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar neticesinde tarihinin çok eskilere dayandığı anlaşılmıştır. İlçenin merkezinde eski kalıntılara rastlanmamakla beraber İlçe yakınlarında bulunan bazı köylerde çok eski yerleşim ve ören yerlere rastlamak mümkündür. Rivayetlere göre bu yerleşim ve ören yerleri tarih süreci
 içerisinde ilçemize ev sahipliği yaptığı söylenmektedir. İlçemizin Kuruluşu yeni olmakla beraber adının varlığı ile ilgili şimdiye kadar 3 görüş ortaya atılmaktadır. Bu üç görüş ve rivayet çeşitli zaman dilimlerinde meydana geldiği için üç görüşün de haklılık payları mevcuttur. Ancak son görüş halen kabul görmektedir. Bundan 4.000 yıl önce(M.ö.2000) Asurlular ile Huriler arasında Dicle ovasının paylaşımı ve Mezopotamya üzerinde egemenlik kurma nedeniyle sürekli savaşlar meydana gelmiştir. Asurlular şimdiki 

Bismil İlçe Tanıtımı 1

DİYARBAKIR BİSMİL İLÇESİ
BİSMİL İLÇE TANITIM
bismil,diyarbakır bismil,bismil diyarbakır
bismil resimler,bismil fotoğraflar,bismil manzaralar,bismil görüntüler,bismil video,bismil spor,bismil haber,bismil harita,bismil ulaşım,bismil iklim,bismil turizm
,bismil otel,bismil höyük,bismil yurt,bismil pansiyon,bismil konaklama,bismil konut,bismil emlak,bismil daire,bismil arsa,bismil lojman,bismil toki,bismil kiralık
,bismil satılık,bismil sağlık,bismil hastahanesi,bismil devlet hastahanesi,bismil kaymakamlık,bismil belediye,bismil nüfus,bismil emniyet,bismil meb,bismil eğitim
,bismil okul,bismil kurs,bismil lisesi,bismil ekonomi,bismi,l sanayi,bismil ticaret,bismil tarım,bismil hayvancılık,bism,l dağları,bismil akarsuları,bismil hayvancılık
,bismil doğa,bismil gezi,bismil tatil,bismil kültür,bismil sanat,bismil yemekleri,bismi,l dernek ,bismil
BİSMİL İLÇE TARİH
BİSMİL
 Yüzölçümü : Merkez Nüfusu : Köy Nüfusu : Toplam Nüfusu : Köy Adedi : Mezra Adedi : Bucak Adedi : Mahallesi : Diyarbakır’a Uzaklığı : İnternet sitesi : 1.748 Km2 39.834 59.828 99.662 105 90 3 (Merkez, Behramki, Sinan) 9 52 Km 

11 Haziran 2013 Salı

Diyarbakır Spor Kulübü 8

1987-1988 sezonunda başkanlığa Yaşar Şerbetçi geliyor ve Diyarbakırspor güçlü bir kadroyla lige başlıyordu. Yaşar Şerbetçi döneminde takım, Avrupadaki takımlarla hazırlık maçı yapıyor, sezon hazırlıklarını yine yurt dışında sürdürüyordu. Ancak Yaşar Şerbetçi’nin ani vefatı, Diyarbakırspor’u bir kez daha yıkıyor ve yine yönetim krizi yaşanmasına neden oluyordu.
1988-1989 sezonu rahmete giden Yaşar Şerbetçi’den boşalan başkanlığa İhsan Özbek, Genel Kaptanlık görevine ise kardeşi Kenan Özbek getiriliyordu. Kulüpteki maddi kriz büyüyor ve Diyarbakırspor her geçen gün küme düşmeye bir adım daha yaklaşıyordu. Özbek kardeşler, babaları Abdurahman Özbek’in kurucusu olduğu takımı kümede bırakmak için tüm güçleriyle çalışıyorlardı. Ligin son iki maçından biri olan Nevşehir deplasmanından alınacak bir puan dahi, kümede kalma yolunda önemliydi. Takım Nevşehir deplasmanından 2-2 lik sonuçla dönüyor ve şansını son maç olan, Mardinspor maçına bırakıyordu. Gerek Mardinspor ve gerekse Diyarbakırspor için bu maç hayati önem taşıyordu. Yenilen takım bir alt lige, yani 3.Lige düşücekti. Ünlü hakemlerden Özcan Oal’ın yönettiği maçı son dakikada gelen penaltı gölüyle 2-1 kazanıyor ve Diyarbakırspor kümede kalmayı başarıyordu.
1989-90 sezonunda Belediye Başkanı Turgut Atalay Başkanlığa, Mehmet Sakin Genel Kaptanlık görevine getiriliyordu. Maddi imkansızlıklar bir türlü bitmek bilmez, sıkıntılar git gide çözülemez boyutlara ulaşıyordu. Atatürk stadyumunun çimlendirilmesinden dolayı takım tüm maçlarını deplasmanda oynamak zorunda kalacaktı. İlk yarı maçlarının ardından Diyarbakırspor, Ligin dibine demir atmış, spor adamları tarafından küme düşmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Diyarbakırspor, İkinci yarı maçlarını kendi sahasında oynamayı planlıyordu. Ancak saha çimlendirmeden dolayı yetiştirilememişti. Türkiye futbol federasyonu ile yapılan görüşmelerin ardından, Diyarbakırspor kalan tüm maçlarını Silvan ilçesinde oynayacaktı. İlk yarı ligin dibine demir atan Diyarbakırspor, ikinci yarı kalan tüm maçlarını kazanmak zorundaydı. Diyarbakırspor, inanılmazı başarıyor ve 10 maç üst üste galip gelerek, kümede kalmayı başarıyordu.
1990-91 sezonuna başkan Turgut Atalayla devam eden Diyarbakırspor’da her dönem olduğu gibi yine kriz devam edecekti. Öyleki takım ligin ikinci yarı maçlarına kamp yapmadan hazırlanacaktı. İkinci yarının ilk maçında deplasmanda Adana Demirspor ile karşılaşan Diyarbakırspor, tarihinin en farklı yenilgisini alıyor ve sahadan 7-0 mağlup ayrılıyordu. Kriz devam ediyor ve Belediye başkanı Turgut Atalay’ın istifasının ardından, Diyarbakırspor yine yönetimsiz kalıyordu. Yaşanan olumsuz olaylardan sonra, takım içinden çıkılamaz bir hal alıyordu. Kulübün anahtarı o dönemde bölge Valisi olan Ünal Erkan’a veriliyordu.
1991-92 sezonunda başkan arayışları devam ediyor ve takıma sahip çıkan da olmuyordu. Yine o dönemde birleşen bir kaç esnaf “Takımı bize verin biz yönetelim” teklifinde bulunacaktı. Diyarbakırspor sahipsiz kalmış ve yönetime aday çıkmamıştı. Elazığ’lı bir grup işadamı Mehmet Öztürk başkanlığında Diyarbakırspor yönetimine aday olduklarını açıklamış ve yapılan olağanüstü kongreyle yönetimin başına geçmişti. O yıllar Diyarbakırspor tarihine kara bir leke olarak geçiyordu.
1992-93 sezonunda Bölge valisi Ünal Erkan’ın arayışları meyvesini veriyor ve kulübün başkanlığına işadamı Yesari Koçar getiriliyordu.
1993-94 sezonunda ard arda yapılan kongrelerden sonra başkanlığa Mehmet Sakin gelir. Diyarbakır’lılardan oluşan bir takım kuran Mehmet Sakin Yönetimi, yine Diyarbakır’lı olan Emin Sevmiş’i Teknik Direktör, Antrenör olarak da Nevzat Türker’i takımın başına getirir.Görkemli bir törenle
1993-94 sezonuna girilir. Galatasaray ile hazırlık maçı oynayan Diyarbakırspor, sahadan 5-1 yenik ayrılır. Lig başlar, takım kötü neticeler alır ve takım kümeye düşme potasına her geçen gün biraz daha yaklaşır. Sezonun sonlarına doğru İskenderunspor’a 3-2 yenilen Diyarbakırspor’u 3.lige düşme korkusu sarar. Ancak İskenderunspor’un cezalı oyuncu oynatmasından dolayı Diyarbakırspor hükmen galip sayılır. ligin son maçı olan Muşspor maçını kazanan Diyarbakırspor, kümede kalmayı başarır.Yeni sezonda aday olmayacağını açıklayan Mehmet Sakin, gönül verdiği Diyarbakırspor’dan ayrılıyordu. Yönetimde yaşanan kriz nedeniyle zor günler geçiren Diyarbakırspor, yine yönetimsiz kalıyordu. Kentin önde gelen işadamları bir dizi toplantılar yapıyor ve çözüm önerileri arıyordu. Sonunda 50 işadamı Büyük Kervansaray oteli toplantı salonunda biraraya geliyor ve Diyarbakırspor için yeni hedefler belirliyorlardı.
1994-1995 sezonunda Aziz Efe başkanlığında yeni bir yönetim oluşuyor, çok sayıda futbolcu transfer ediliyordu. Beş ay başkanlıkta kalan Aziz Efe’nin ardından, başkanlığa bu kez Mehmet İpek geliyordu. Mehmet ipek başkanlığında gerek maddi ve gerekse manevi anlamda toparlanan Diyarbakırspor, ligde fırtına gibi esiyor ve play-off’a adım adım yaklaşıyordu. O sezon Play-off grubunda karşıyaka ile karşılaşan Diyarbakırspor, rakibine 3-2 yenilerek, ilk 5 şansını kaçırıyordu.
1995-1996 sezonunda Mehmet İpek başkanlığında Diyarbakırspor yine play-off’a kalıyor ve Ankara’da oynanacak olan ekstra play-off maçılarına sıkı bir şekilde hazırlanır. Kent nefesini tutmuş ve Ankara’dan gelecek olan mutlu haberi bekliyordu. Televizyonların canlı olarak ekrana getirdiği maç, Türkiye’deki bütün futbol severleri ekrana kilitlemişti. Kuşkusuz herkes Diyarbakırspor’un kazanmasından yanaydı. Maç büyük bir çekişme içinde geçiyordu. Diyarbakırspor bir çok kez girdiği net gol pozisyonlarından yararlanamıyor ve maç uzatmalara gidiyordu. Yeşil kırmızılı takım, Uzatma dakikalarında yediği şansız bir golle Zeytinburnuspor’a 1-0 yeniliyordu. Güçlü bir yönetime ve futbolcuya sahip Diyarbakırspor 1. Lig kapısından geri dönüyordu.
1996-97 sezonunda takımın başında yine Mehmet İpek vardı. İpek başkanlığındaki Diyarbakırspor, ligde başarılı sonuçlar alıyordu ve hedefe adım adım yaklaşıyordu. Yeşil-kırmızılı ekip, Önceki sezon olduğu gibi yine play-off’a kalmayı başarıyordu. Eskişehir’de oynanan Ekstra play-off maçlarında bu kez Denizlispor’a 3-0 yenilerek, 1.Lig kapısında ikinci kez geri dönüyordu. Şansızlıklar Mehmet İpek yönetimindeki Diyarbakırspor’un yakasını bırakmaz.Çocuk yaşta gönül verdiği Diyarbakırspor’a Yeni sezonda aday olmayacağını açıklayan İpek, Diyarbakırspor’a her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğunu belirterek, buruk bir şekilde görevinden ayrılıyordu.
1997-1998 futbol sezonu: Mehmet İpekten boşalan başkanlık görevine Adnan Öktüren, futbol şebe sorumlusuna ise Abdurahman Yakut getirilecekti. Başarılı bir sezonun ardından, Diyarbakırspor, bir kez daha finale yükselir. Diyarbakırspor’un finaldeki rakibi ise bukez Çaykur Rizespor’dur. Rizespor’a 2-0 yenilerek, şansızlığını kıramaz ve 3. kez 1. Lig kapısından geri döner. Birinci lig şansını üç yıl üst üste oynadığı son maçlarda kaçıran Diyarbakırspor, bu kez işi sıkı tutar.
2000-2001 sezonunda 14 yıllık özlem sona eriyor ve Diyarbakırspor final maçında bu kez kaybetmiyordu. Kuşkusuz bu şampiyonlukta futbol şube sorumlusu Abdurahman Yakut’un payı büyük olacaktır. İstanbul’da İnönü stadyumunda oynanan final maçında rakibi İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u 3-2 yenen Diyarbakırspor, 14 yıl aradan sonra 1. lige merhaba diyordu.Bu şampiyonluğun ayrı bir önemi daha vardı, o yıllarda Diyarbakırspor’a büyük destekleri olan şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın vasiyeti yerine getiriliyordu. Takımın bu başarısı kentte bayram havasında kutlanıyor, her yer adeta yeşil-kırmızıya boyanıyordu.
2001-2002 sezonun da Diyarbakır’da bulunan tüm siyasi partilerin, vilayetin, belediyelerin, mesleki ve iktisadi kuruluşların ortak adayı olarak Diyarbakırspor kulübü başkanlığına Mücahit Can getirilir.
Diyarbakırspor, ligin ilk maçında Ankara 19 Mayıs stadyumunda Gençlerbirliği ile 4-4 berabere kalıyor ve Türkiye Futbol Tarihinde en farklı beraberliği alan takım olarak tarihe geçiyordu. Diyarbakırspor, 34 maçta 10 galibiyet, 10 beraberlik ve 14 mağlubiyet alarak, 1.Ligde iyi bir grafik çizer. Attığı 41 gole karşılık, kalesinde 50 gol gören yeşil-kırmızılı Diyarbakırspor, ligi orta sıralarda tamamlama başarısı gösterir. Diyarbakırspor’un içinde bulunduğu maddi sorun, Yönetimde ayrılmalara neden olur. Mücahit Can, gelecek sezon için başkan adayı olmayacağını, her zaman Diyarbakırlıların ve Diyarbakırspor’un hizmetinde olacağını açıklar.
2002-2003 sezonunda yeşil-kırmızılı ekibin başkanlığında Ali İhsan Kaya, yönetim kurulunda ise şu isimler yer alır:
Ozan İçkale, Şah İsmail Bedirhanoğlu, Çelebi Öz, M.Şahin Ceylan, Zeki Bozalan, Mustafa Alpaslan, Mehmet Galip Ensarioğlu, Ali Yavuz Aktan, Mahmut Bozbay, İzzet Yıldızhan, Şehmus Akbaş, Mehmet Kaya, Ahmet Metin Altındağ, Sedat Eser, Metin Güneş, Hasan Civaş, Ahmet Arzu ve M. Fuat Dengiz.
Kısa bir süre başkanlıkta kalan Ali İhsan Kaya, yönetimde yaşanan krizin ardından görevinden istifa ettiğini açıklar. Görev yaptığı kısa zaman içinde Diyarbakırspor’a çok şey veren Kaya, her zaman Diyarbakırspor’un hizmetinde olacağını belirtir ve Diyarbakırspor kulübünden ayrılır. Kaya’dan boşalan kulüp başkanlığına tekrar Mücahit Can getirilir. 3 yıl 1.Ligde mücadele eden Diyarbakırspor, bu dönemlerde yönetim sorunu yaşar ve sık sık yönetim değişikliğine gider. Yaşanan tüm olumsuzluğa rağmen, Diyarbakırspor, oynadığı 34 maçta 9 galibiyet, 9 beraberlik ve 16 mağlubiyet alır. Attığı 34 gole karşın kalesinde 47 gol görür. Kümeye düşen rakiplerinden 1 puan farkla süper Ligde kalmayı başarır. Kuşkusuz Mücahit Can ve yönetiminin göstermiş olduğu başarı uzun yıllar konuşulacaktır.
2003-2004 sezonunda Mücahit Can’ın ardından, Ahmet Göksu başkanlığa getirilir.1 ligde mücadele eden Diyarbakırspor, üst üste aldığı galibiyetlerle iyi bir grafik çizer. 34 maçta 12 galibiyet, 7 beraberlik ve 15 mağlubiyet alan yeşil-kırmızılı ekip, attığı 44 gole karşın kalesinde 54 gol görür. Ligi 43 puanla 12. sırada tamamlayan Diyarbakırspor’da sorunlar bir türlü bitmek. Zira her yıl yaşanan yönetim sorunu, bir kez daha gündeme gelecektir.
2004-2005 sezonunda Diyarbakırspor yine çalkantılı günler geçirir ve Ahmet Göksu ile devam kararı alır. Diyarbakırspor, üst üste kötü neticeler alıyor ve küme düşme potasına adım adım yaklaşıyordu. Diyarbakırspor, oynadığı 34 maçta 9 galibiyet, 7 beraberlik ve 18 mağlubiyet alır. Attığı 31 gole karşın kalesinde 53 gol gören yeşil-kırmızılı Diyarbakırspor, son maçta deplasmanda Samsunspor’la 1-1 berabere kalarak, ligde kalmayı başarır. Diy

Diyardakır Spor Kulübü 7

Efsane yıllar
1974-1975 sezonu: Diyarbakırspor için altın yıllar olarak hafızalara yerleşir. Başkanlığa Abdurahman Özbek, ikinci başkanlığa ise Ali Kahraman ve Çelebi Eser getirilir. Yönetim kurulu ise kentin önde gelen işadamlarından Şehmus Akçadağ, Kemal Koyuncuoğlu, Bahri Osmanoğlu gibi isimlerden oluşur. Geleceğin temellerini atan yönetim kurulu, gelecek sezon için hedef belirler ve bütün planlarını bu yönde oluşturur. İyi bir grafik çizen Diyarbakırspor, sezonunu üst sıralarda tamamlar. Abdurahman Özbek, gelecek sezon başkanlığa aday olmayacağını açıklayacaktır.
1975 yılında Diyarbakırspor’un hasilatlarına borçlarından dolayı temlik konulmuş, ard arda yapılan konğrelerden bir sonuç alınmamıştı. “Diyarbakırspor kapanacak” söylentileri ortalıkta dolaşıyordu. Dönemin gazetecilerinden Ertuğrul Pirinçcioğlu, bu durumu hazmedemez gözyaşları içinde eski yöneticilerden Bahri Osmanoğlu’nun yanına gider. “Diyarbakırspor kapanacak, kendi diktiğimiz fidanı kendimiz koparıyoruz” der. Osmanoğlu bu durumdan çok duygulanmış ve göz yaşlarını gizleyememiştir. Pirinçcioğlu ve Osmanoğlu, Diyarbakırspor’un kurucularından olan Hacı Abdurahman Özbek’i aramaya başlarlar ve Özbek’i bir hahvede otururken bulurlar. Diyarbakırspor’un içinde bulunduğu durumu anlatırlar ve çözüm bulmasını isterler. Özbek kulübün kapanacak olmasından dolayı çok üzülür. Düşünür, düşünür ve gözleri dolar. “Diyarbakırspor’un doğumunda ben vardım... Evladımın ölümüne razı olamam. Hadi çocuklar Ali Kahraman’a gidiyoruz” der. Özbek, Ali Kahraman’dan kulübe sahip çıkmasını, her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirtir.
Dönemin Valisi Mehmet Karasarlıoğlu, Ali Kahraman ile görüşür ve gerekli tüm desteğini vereceğini açıklayarak, Ali Kahraman’dan başkan olmasını ister. Diyarbakırspor Şampiyon: 1975-76 sezonunda Diyarbakırspor’un başkanlığında Ali Kahraman, yönetim kurulunda ise şu isimler yer alır.
Okay Kalfagil, Vekin Aktan, Hacı Abdurahman Özbek, Şehmus Akçadağ, Mehmet Kalfagil, Bahri Osmanoğlu, Ahmet Akıncı, Sıddık Eser, Asım Üner, Mehmet İçkale, Necati Fettahlı, Yılmaz Özkan, İlhan Ünal, Şeyhan Yahşi ve Ali Bönül.
Yeşil-kırmızılı takım, kendi sahasında oynadığı tüm maçları kazanır, deplasmandan 28 puan toplayarak, en yakın rakibine 8 puan fark atarak, 3. ligde şampiyon olur ve 2 lige çıkar.
Ancak taraftarlar arasında “Takım ikinci ligde tutunamaz tekrar üçüncü lige düşer” fikri hakimdir. Her yıl olduğu gibi yine koğrede kulübe sahip çıkan olmayacaktır. Eski başkan Ali Kahraman hem iş, hemde moralman yorgun düşmüştür. Bu nedenle başkan olmayı istememektedir. İkinci konğrede işadamı Vekin Aktan, yoğun baskılara dayanamayarak başkanlık görevini kabul eder.
Diyarbakırspor Şampiyon: 1976-77 sezonunda Diyarbakırspor’un başkanlığında Vekin Aktan, yönetim kurulunda ise şu isimler yer alır.
Şehmuz Tatlıcı, Okay Kalfagil, Nejat Dilan, Mehmet Onur, Şehmus Akçadağ, Hacı Abdurahman Özbek, Halil Bozduman, Mehmet Kalfagil, Ağa Ceylan, Ferhan Erkan, Recep Tacer, Selçuk Sevdi, Ali Bönül, Ahmet Akıncı, Şeyhan Yahşi, Bahri Osmanoğlu, İlhan Ünal, Asım Üner, Orhan Yüksel, İbrahim Özsüzgün, Abdurahman Tosun ve Necati Fettahlı.
Diyarbakırspor yine aynı başarıyı gösterir ve 2. ligde Kayserispor’un 3 puan önünde şampiyon olarak, 1’nci lige çıkma başarısını gösterir. Oynadığı 30 maçta 17 galibiyet, 8 beraberlik ve 5 mağlubiyet alan Diyarbakırspor, yediği 15 gole karşılık, rakip fileleri 35 kez havalandırır. Kuşkusuz Diyarbakırspor’un gösterdiği bu başarı dünya futbol tarihine geçer. (Dünya futbol tarihinde bu başarıya Diyarbakırspor’dan sonra İngiltere’nin Notthimgham Forest takımı ulaşmıştır)
Diyarbakırspor, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden 1’nci lige çıkan ilk takım ünvanını da almış olur. Başarıdan başarıya koşan, Diyarbakırspor dünya futbol tarihine adını altın harflerle yazdırıyor ve dünya futbol tarihinde bir ilke imza atıyordu.
3’ncü ligde şampiyon olarak, 2’nci lige oradanda şampiyon olarak 1’nci lige çıkıyordu. 1’nci ligde 3 hafta lider kalarak, ligi 5’nci sırada bitirme başarısını gösteriyordu. Türkiye ve dünya futbol otoriteleri tarafından bu başarı uzun yıllar konuşulacaktı.
Diyarbakırspor 1 ligde 1977-78 sezonuna Necat Dilan başkanlığında başlar. Yönetim kurulunu ise, kentin önde gelen iş adamlarından oluşuyordu.
Celebi Eser, Mehmet Onur, Mehdi Zana, Şahin Cizrelioğlu, Ağa Ceylan, Vekin Aktan, Yasin Ekinci, Şehmus Tatlıcı, Mehmet Karanfil, Erdoğan Yavaşoğlu, Nuri Üstün, Naci Yıldız, Mehmet Taşkın, Hasan Dardoğan,Özkan Çubukçu, Reşat Anıl Utkular, İhsan Dündar, Kemal Kavurt, Behzat Kafkaslı, Sadri Tarhan, İbrahim Ersöz, Cengiz Sinanlı, Aytekin Baran, Vedat Akçam, İlhan Özolcay, Aydın Kavak, Zeki Ötük, Zeki Dilek, Hayrettin Pektaş ve Abdurahman Akar.
Ligde başarısı devam eden Diyarbakırspor, oynadığı 30 maçta 10 galibiyet, 10 mağlubiyet ve 10 beraberlik alıyor, attığı 29 gole karşılık, kalesinde 31 gol görüyor ve ligi 9. sırada tamamlama başarısı gösteriyordu.
1978-1979 sezonunda kulübün Başkanlığında yine Necat Dilan ve önceki yönetim kurulu üyeleri vardır. Türkiye 1. futbol liginde mücadele eden Diyarbakırspor, başarıdan başarıya koşuyor, 4 büyük takımın korkulu rüyası haline geliyordu. Diyarbakırspor kaleci İvanceviçli Fenerbahçe’yle 2-2 berabere kalıyor, Vehbi’nin röveşata ile attığı gol spor adamları tarafından “Yılın Golü” seçiliyordu.
Diyarbakırspor, yine aynı sezon Galatasaray’ı Sedat*’ın attığı golle 1-0 yenmeyi başarıyordu. 1.Ligde 3 hafta lider durumda kalan Yeşil-Kırmızılı takım, sezonu 5. sırada bitirme başarısı gösteriyordu. Diyarbakırspor Balkan kupasına katılmaya hak kazanmış, Ancak o yıl kupa maçlarının iptal edilmesinden dolayı, ülkemizi Avrupada temsil edememiştir.
1978-1979 sezonunda tarihinin en iyi başarısını gösteren Diyarbakırspor, oynadığı 30 karşılaşmadan 13 galibiyet, 6 beraberlik ve 11 yenilgi alarak ligi 32 puanla 5. sırada tamamlıyordu. Yeşil-kırmızılı takım yediği 31 gole karşılık rakip fileleri 26 kez havalandırma başarısı gösteriyordu. İki dönem Diyarbakırspor’un başkanlığı görevinde bulunan Necat Dilan, gelecek sezon aday olmayacağını açıklayacaktır.
1979-1980 sezonunda takım’da yönetim arayışları başlar. Bir döneme damgasını vuran Diyarbakırspor, 1980’li yıllarda düşüşe geçmiş, maddi sıkıntı ile birlikte, kulübe sahip çıkan da olmamıştı. Bir dizi toplantıların ardından 1979 yılının mayıs ayında yapılan olağanüstü kongreyle efsane başkan Çelebi Eser ikinci kez Diyarbakırspor’un başkanlığına gelecektir. Ancak iki ay sonra 11 Temmuz 1979 yılında yalnız kaldığını ve kulübü yönetmekte zorlandığını belirten başkan Eser, görevinden İstifa ettiğini açıklayacaktır. Takım uzun süre yönetimsiz kalacaktır.
Diyarbakırspor, üst üste aldığı kötü sonuçlarla bir alt lige düşer. Oynadığı 30 maçta 8 galibiyet, 7 beraberlik ve 15 mağlubiyet alan Diyarbakırspor, attığı 21 gole karşın kalesinde 36 gol görür. 23 puanla ligi sonuncu sırada tamamlayan yeşil-kırmızılı ekip, 3 yıl aradan sonra ikinci lige düşüyordu.
İkinci lige düşen Diyarbakırspor’da yönetim krizi büyümüş, kentin bürokratları, başkan arayışlarına girişmişti. Sonunda aranan başkan bulunur ve 1980-1981 sezonuna Sedat Yıldız başkanlığıyla girilir.
Diyarbakırspor Şampiyon: 1980-81 sezonunda Sedat Yıldız başkanlığındaki Diyarbakırspor, bir yıl aradan sonra tekrar şampiyon olarak 1’nci lige çıkma başarısı gösterir.
1981-82 sezonuna Diyarbakırspor yönetim sorunu ile başlar. Takım yine sahipsizdir. Transfer dönemi yaklaşıyor kentin ileri gelenleri, bir dizi toplantılar düzenler. Bu toplantıların ardından başkanlık görevine Mehmet Maçit getirilir. Diyarbakırspor, alt sıralardan bir türlü kurtulamaz ve sadece iki galibiyet, 7 beraberlik ve 23 mağlubiyet alarak, 11 puanla birinci lige veda eder.
1982-1983 sezonu: ikinci ligde mücadele eden Diyarbakırspor başkanlığına Salih Yıldırım getiriliyordu. 4 ay başkanlık görevinde kalan Salih Yıldırım’ın yerine Abdülkadir Polat getirilir.
A.Kadir Polat’ın kulübün başından ayrılmasından sonra, yeşil-kırmızılı takım da yine yönetim krizi yaşayacaktır. Diyarbakır’daki spor ve işadamları kulübün biran önce bir yönetime kavuşması için girişimlerde bulunur. Eski başkanlardan Hacı Abdurahman Özbek, o yıllarda Ankara’da bulunan oğulları İhsan Özbek ile Kenan Özbek’i Diyarbakır’a çağıracaktır. Baba Özbek, İhsan Özbek’in Diyarbakırspor’un başkanı olmasını isteyecektir.
1984-1985 Sezonunda ikinci ligde mücadele edecek olan Diyarbakırspor’un başkanlığına İhsan Özbek getiriliyordu. Genel Kaptanlık görevinde Kenan Özbek, Yönetim kurulu ise Adnan İnceoğlu, İrfan Akdeniz, Ali Tekiner ve Abdurahman Hozan gibi isimlerden oluşuyordu.
Maddi ve manevi anlamda toparlanan Diyarbakırspor, lige fırtına gibi giriyor ve aldığı başarılı sonuçlarla 1. lige çıkma hedefine adım adım yaklaşıyordu. Zorlu geçen bir sezonun ardından yeşil-kırmızılı takım son anda şampiyonluğu Rizespor’a kaptırıyordu. Oynadığı 29 karşılaşmadan 16 galibiyet, 6 beraberlik ve 7 mağlubiyet alan Diyarbakırspor, yediği 26 gole karşılık, rakip fileleri 40 kez havalandırıyordu. Grupta 45 puanla şampiyon alan Rizespor’un ardından 39 puanla ligi tamamlıyordu.
Diyarbakırspor Şampiyon: 3 yıl 2’ci ligde mücadele eden Diyarbakırspor, 1985-86 sezonunda dönemin Belediye Başkanı Nurettin Dilek Başkanlığında 3’ncü kez 1’nci lige çıkma başarısını gösteriyordu.
1986-87 sezonunda Süleyman Şakar başkanlığındaki takım 36 maçta sadece 4 galibiyet alıp, attığı 25 gole karşılık kalesinde 74 gol görüyordu. Başarısız geçen bir sezonun ardından, ligi son sırada tamamlayan Diyarbakırspor, 15 puan alarak lige veda ediyordu. Bu özlem 14 sezon sürecek ve Diyarbakırspor tarihinde ilk kez bu kadar uzun süre 1’nci ligden uzak kalacaktı.

Diyardakır Spor Kulübü 6

1968-1969 sezonu 3. lig kırmızı grupta mücadele eden Diyarbakırspor, 26 maçta 27 puan toplayarak, ligi 7. sırada tamamlama başarısı gösterir. Dışardan hiç transfer yapmayan ve kendi öz kaynaklarıyla ligi üst sıralarda tamamlayan Diyarbakırspor’un bu başarısı kentte sevinçle karşılanır.
1969-1970 sezonunda yine 3. lig kırmızı grupta yer alan Diyarbakırspor’un önceki sezona oranla rakipleri daha bir güçlüdür. Oldukca çekişmeli geçen bir sezonun ardından Diyarbakırspor, oynadığı 40 maçta 46 puan toplar ve ligi 5. sırada tamamlar.
1970-1971 sezonunda daha önce kırmızı grupta bulunan Diyarbakırspor, bu kez 3. lig mavi grupta yer alır. Yeşil-kırmızılı takım, oynadığı 28 maçta 36 puan toplayarak, İskenderun ve Rizespor’un ardından ligi 3. sırada tamamlar. Diyarbakırspor, her yıl biraz daha güçlenir ve gelecek için umud vaadeder.
1971-1972 sezonunda yine 3. lig mavi grupta yer alan Diyarbakırspor, Kısıtlı imkanlarla 28 maçta 39 puanla ligi tamamlar. Diyarbakırspor, Karabükspor, Malatyaspor ve Çorumspor’un ardından ligi 4’ncü sırada tamamlar. Diyarbakırspor, her geçen gün biraz daha deneyim kazanır. Oynadığı maçlarda fırtına gibi esen yeşil-kırmızılı ekip, şampiyonluk hedefine bir adım daha yaklaşır.
1968 yılından 1972 yılana kadar kulübün başkanlığını Nejat Cemiloğlu yapar ve 1972-73 sezonunda aday olmayacağını, ancak kulübe desteğinin her zaman süreceğini açıklar.
1972-73 sezonunda Başkanlığa Abdurrahman Özbek, ikinci başkanlığa ise Çelebi Eser getirilir. Dışardan hiç transfer yapmayan yönetim kurulu, ilk yıllardaki mevcut kadrosunu korur. 3. lig mavi grupta yer alan Diyarbakırspor, oynadığı 24 maçta 25 puan toplayarak, ligi ikinci sırada tamamlar. Malatyaspor, o yıl gruptan şampiyon olarak bir üst lige çıkar. Kuşkusuz Diyarbakırspor’un göstermiş olduğu bu başarı, sporseverler ve taraftarlar tarafından memnuniyetle karşılanır.
1973-1974 sezonunda Diyarbakırspor yeni sezonda yeni bir yapılanmaya gider. Hedef büyüten Diyarbakırspor, 3. ligdeki yerini beğenmez ve Çelebi Eser Başkanlığında yeni bir yönetim ile yeni bir kadro oluşturulur. Mayıs 1973 yılında spor salonunda yapılan kongrede başkan seçilen Çelebi Eser, kulübe maddi manevi her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirtiyordu. Çelebi Eser’in başkanlığındaki Diyarbakırspor yönetimi şu isimlerden oluşuyordu.
Ahmet Sarıgül, Okay Kalfagil, Ali Kahraman, Erdoğan Vursavaş, Mehmet Kalfagil, Behzat Kafkaslı, Asım Üner, İzzet Nakışçı, İbrahim Ersöz, Zülfi Tekin, İhsan Ersoy, Hikmet Karslıoğlu, Seyhan Yahşi ve Behiç Küpeli.
Eser, takımın başına Teknik Direktör olarak Atilla Bilgin getirilir. Yönetim, Ayhan, Gazanfer, Kaleci Kahraman, Gaffur, Turgay, Ali ve Vehbi gibi isimleri transfer eder. Çelebi Eser büyük paralar harcayarak 12 bin liraya Ayhan’ı, yine aynı paraya da Vehbi’yi Kırklarelispor’dan transfer eder. Kuşkusuz o yılın en büyük transferi kaleci Kahraman’dır. 30 bin liraya Samsun’dan transfer edilir.
Başkan Çelebi Eser, hiçbir harcamadan kaçınmaz, yüksek miktarlarda paralar ödeyerek, oynadığı takımlanda kendini ispatlamış futbolcuları transfer eder. Hedef büyüten Diyarbakırspor, yeni sezona Fenerbahçe ile hazırlık maçı yaparak girer. Teknik Direktör Didi’li Fenerbahçe, Atatürk stadyumuna girdiğinde yer yerinde oynamıştı. Şöhretler karması niteliğindeki Fenerbahçe’yi Diyarbakır’lılar ağırlamış ve misafirperverliğin en güzel örneğini göstermişlerdi. Dostluk içerisinde geçen maç, 1-1 berabere sonuçlanır. Goller, Diyarbakırspor adına Vehbi Günay (Tilki Vehbi), Fenerbahçe adına ise Cemil Turan’dan gelir.
Kuşkusuz Yeni yönetimin hedefi şampiyonluktu ve yeşil-kırmızılı takım “Şampiyonluk” parolasıyla lige başlar. Başarıya susamış taraftarlar, yeni yönetimden şampiyonluk istiyordu. Çetin geçen bir sezonun ardından, Diyarbakırspor istenileni veremiyor ve sezonu 4’ncü sırada tamamlıyordu. Diyarbakırspor, o sezon oynadığı 40 maçta 17 galibiyet, 16 beraberlik ve 7 mağlubiyet alıyordu. 50 puan toplayan yeşil-kırmızılı ekip, ligi 4. sırada tamamlıyordu.

Diyardakır Spor Kulübü 5

“Hacı Abdurahman Özbek, Nazmi Çakın, Şahap Bozacı, Nuri Akçam, Bedrettin Köprülü ve Erdoğan Vursavaş”
Yıldızspor ile Diclespor’un birleşmesiyle kurulan Diyarbakırspor’da ilk futbolcular ise şu isimlerden oluşur.
Beton İsmail, Ceylan Emin, Arap Eyüp, Doşo Mahmut, Kampo Cahit, Kel Nazmi, Gavur Sami, Herif Ahmet, Lastik Ali, Apollo Naif, Boğa Emin, Şorik Veysi, Hoşhoş Emin, Hut Nezir, Cemil Kaplanoğlu, Kenan Özbek, Şehmus Kireçci, Abdulkadir Çulcu, Naci, İhsan Özbek, Kaleci Mehmet Ali Biçer ve takım kaptanı Muzaffer.
Tarihler 27 Ekim 1968’i gösterdiğinde Diyarbakırspor, ilk resmi lig maçını kendi saha ve seyircisi önünde oynar. Rakip güçlü Ankara Altındağspor’dur. Kalabalık bir taraftar desteğini arkasına alan Diyarbakırspor, Ankara Altındağspor’u 2-0 yenerek, tarihinin ilk galibiyetini alır. Maçın ilk gölünü atan Hoşhoş Emin ise, Diyarbakırspor tarihine ilk golü atan kişi olarak geçer.

Diyardakır Spor Kulübü 4

 Dikleli ve beraberindeki heyet, dönemin İl Valisi Ali Rıza Yaradanakul ile görüşür ve profesyonel lige müracaat etmek istediklerini bildirirler. Nejat Cemiloğlu ve arkadaşları, dönemin amatör takımlarından Yıldız Gençlikspor, Ayspor, Dicle Gençlikspor, Karacadağspor ve Ülküspor yöneticileri ile görüşürler. Cemiloğlu ve arkadaşları, Türkiye Futbol Federasyonunun böyle bir karar aldığını ve profesyonel lige katılmak istediklerini anlatırlar. Yıldız Gençlikspor ile Dicle Gençlikspor yöneticilerinden olumlu yanıt alırlar. Ayspor, Ülküspor ve Karacadağspor
kulüplerinden makul müsbet bir yanıt alamazlar. Uzun görüşmelerin ardından Yıldız Gençlikspor ile Dicle Gençlikspor’un birleşmesine karar verilir. Yıldız Gençlikspor yöneticilerinden şu an hayatta olmayan Nihat Önder ve Yunus Tokat ile Dicle Gençlikspor yöneticilerinden ise Şehmus Tatlıcı, Mehmet Deveci ve Nazmi Çakın ile görüşülür ve anlaşma sağlanır. Dicle Gençlikspor hemen olağanüstü kongre kararı alır ve Dilan Sineması’nda ilk olağan kongresini yapar. 5 kişilik bir heyet, divana şöyle bir öneri sunacaktır.
“Adımız Diyarbakırspor, renklerimizin ise yeşil-kırmızı olmasını istiyoruz”
Bu öneri divan tarafından kabul edilir. Bir hafta sonra bu kez Yıldız Gençlikspor kulübü kongre kararı alır ve “Diyarbakırspor’la birleşmek istiyoruz” diye bir öneri sunarlar. Kongreler yapılmış ve gerekli anlaşma sağlanmıştır. Böylece iki ezeli rakip olan Dicle Gençlikspor ile Yıldız Gençlikspor birleşmiş olurlar. Diyarbakırspor, bugün formasında taşıdığı renklerin yeşilini Diclespordan, Kırmızısını ise Yıldızspordan alır. Kulübün amblemi ise, kentle özdeşleşen kale surları ile ünlü karpuzu oluşturur. Bu birleşmenin ardından, Diyarbakır’ın adını taşıyan “Diyarbakırspor” 1968 yılının ilk aylarında kurulma aşamasına gelir ve 24 Haziran 1968 yılında ise resmen kurulmuş olur. 1968 yılında Kulübün başkanlığına dönemin Belediye Başkanı Nejat Cemiloğlu seçilirken, yönetim kurulu ise şu isimlerden oluşur:

Diyardakır Spor Kulübü 3

1950-1968 yılları arasında futbol popüler bir hale geliyor ve kulüp sayısı, Ülküspor, 'Hava Gücü', 'Kara Gücü' gibi askeri takımlarının da katılımı ile 12'ye, ilçe takımlarından Ergani ve Silvanspor'un katılımı ile 14'e yükseliyordu. Maçlar amatör düzeyde oynanıyor ve geniş halk kitleleri tarafından çok seviliyordu.
1968 yılında tüm yurtta bir İl takımı kurulması öngörülürülür. dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve tüm yurda yaymak amacıyla bir seferberlik başlatır.
Her ilde bir futbol takımı kurulup Türkiye liglerinde yer alması seferberliği, büyük bir hızla devam eder. Diyarbakır elbette ki bunun dışında kalamazdı. Bir il kulübü kurulmasında en zor olan illerin başında kuşkusuz Diyarbakır gelmekteydi. Dicle Gençlikspor, Yıldız Gençlikspor rekabeti Diyarbakır futboluna öylesine hakimdi ki, bu iki kulübün bir çatı altında toplanmasına imkansız gözüyle bakılmaktaydı. Dönemin Belediye Başkanı Nejat Cemiloğlu ve arkadaşları gerekli çalışmaları yapar ve kentteki amatör takım yöneticileri ile görüşürler. Kentin önde gelen iş adamları ile spor adamları birçok kez toplantılar yaparak, profesyonel lige girmek için çaba harcarlar. Nejat Cemiloğlu, Abdurahman Özbek, İzzet Nakışçı, dönemin Genlik Spor Bölge Müdürü Sait

Diyardakır Spor Kulübü 2

DİYARBAKIR SPOR RESİMLERİ
DİYARBAKIR SPOR FOTOĞRAFLARI
DİYARBAKIR SPOR TANITIMI
1930 yılında Dicle İdman Yurduspor Kulübunden ayrılan bazı sporcular, Ayspor ve Yıldızspor takımlarını kurarlar.
1927-1930 yılları arasında Diyarbakır'da başlıca Spor Kulüpleri olarak, 'Dicle İdman Yurdu, 'Ayspor Gençlik Kulübü' ve 'Yıldız Gençlik Kulüpleri vardır.
1932 yılında Ayspor, iller arası birincilik lig müsabakalarında Türkiye üçüncülüğünü alıyor ve Diyarbakır spor tarihinde bir ilke imza atıyordu. Bu iki ünlü kulübün yanı sıra,
1949 yılında Karacadağ Gençlikspor Kulübü,
1950 yılında ise Dicle Gençlikspor kulübü kuruluyordu.

1950'li yıllarda başlayan Dicle Gençlikspor, Yıldız Gençlikspor rekabeti, 1968 yıllarına kadar olanca şiddetiyle devam eder. Her yıl lig şampiyonları el değiştiriyor ve o yıllarda halkın tek eğlence kaynağı olan futbol, büyük bir seyirci kitlesine ulaşıyordu.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız