DİYARBAKIR TARİHÇESİ
Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde
nemini korumuş, Anadolu ile Mezopotamya, Avrupa ile Asya arasında doğal
bir geçiş yolu, bir köprü görevi yapmış bu nedenle de çeşitli
uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır.
Tarih boyunca Amida, Amid, Kara-Amid, Diyar-Bekr, Diyarbekir, Diyarbakır
adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde,
Elcezire denilen, Mezopotamya'nın kuzey kısmındadır. Yine Ergani
yakınlarındaki Grikihaciyan Tepesi'nde M.Ö. 5.000 yılları başına
tarihlenen "Gelişkin Köy Evresi" ya da Kalkolitik Çağ olarak
adlandırılan Halaf Kültürünün sonlarına tarihlenen tek bir kültür evresi
görülmüştür. Halaf Kültürü, Kuzey Irak, Suriye ve Güneydoğu Anadolu'da
görülen yuvarlak planlı kubbeli evleri zengin boya bezeli çanak-çömleği
ile ünlüdür.
Yontma taş ve Mezolitik devirlerde, Diyarbakır ve çevresindeki
mağaralarda yaşanmış olduğu, yapılan arkeolojik araştırmalar ile
anlaşılmıştır.
Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassun, Dicle Nehri ve kolları üzerinde
Ergani yakınlarında Hilar mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar
tespit edilmiştir.
Öte yandan Lice yakınlarındaki Birkleyn mağaraları ve Eğil'deki Eğil
Kalesi ve kayalardaki kitabeler Asurlardan kalan önemli eserler
bulunmuştur. Diyarbakır'ın kent merkezinin tarihine baktığımızda ise;
M.Ö. 3. Binde kente Hurri-Mitaniler'in egemen olduklarını görüyoruz.
M.Ö. 1260'a dek egemenliklerini sürdüren Hurri-Mitaniler'den sonra
sırasıyla Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler, Persler,
Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Büyük Tigran İdaresi, Romalılar,
Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler,
Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular,
Eyyübiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Diyarbakır'a
egemen olmuşlardır. Bu uygarlıklar arasında Diyarbakır'da en fazla
tarihi eser yapan ve iz bırakanlar Romalılar, Abbasiler, Mervaniler,
Selçuklular, Artuklular, Hıristiyan ve Osmanlılar olmuştur. Diyarbakır
sadece Roma-Bizans değil aynı zamanda Müslüman, Pers, Arap ve Tür
devletlerinin zengin tarihi ve kültürel değerlerini taşıyan ortak bir
kültür mirası olarak günümüze kadar gelmiştir. Özellikler surlarda
birçok medeniyetlerin izlerini kitabe, süsleme, figür, kapı veya
görkemli burç şeklinde en canlı şekilde görebilmekteyiz.
24 Ocak 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder